Hindistan, Çabahar Limanı üzerinde İran ile bir anlaşma peşinde koştuğunda, ABD Yeni Delhi'yi yaptırımlarla tehdit ederek yanıt verdi. Bu, son birkaç yıl içinde iki ülke arasında olası bir büyüyen jeopolitik uyumsuzluğu ortaya çıkardı, hatta ABD Hindistan'ı Çin'e karşı kritik bir stratejik ortak olarak desteklediği halde.
2017'den beri ABD, Hindistan'ı ana ortaklarından biri olarak tanıttı. Hatta Hindistan'ı Çin'in yükselişini sınırlama stratejik hedefindeki uzun vadeli hedefinde kilit stratejik bir varlık olarak göz önünde bulundurarak, bir bölgeyi bile "Hint-Pasifik" olarak yeniden adlandırdı.
Hindistan bağımsız ve sıkı bir şekilde kendi çıkarları doğrultusunda dış politika izlemektedir. Kendi çıkarı için ABD'ye eğilim gösterebilir, ancak bu onu bir "müttefik" yapmaz.
Hindistan, Çin'in yükselişini dengeleme konusunda bir ilgiye sahiptir, çünkü tedarik zinciri ve imalat yeniden yapılanmalarından ekonomik olarak faydalanabileceğini kabul eder.
Hindistan bazı alanlarda ABD'nin ortağı olabilir, ancak bir ABD vekili değildir. İki ülkenin yükselen yeni dünya düzeni için çok farklı vizyonları vardır. Hindistan, ABD'nin Hindistan'ı özgürlük ve demokrasinin en yeni küresel şampiyonu olarak görmesine karşın, tek kutuplu bir dünya peşinde olduğu Washington'ın hayalperest vizyonunu hızla boğan, ABD'nin Hindistan'ı kendi kontrolü altına almasını veya stratejik ortaklarını satranç tahtasından çıkarmasını kabul edemez.
@ISIDEWITH1ay.1MO
Bir ülke bir müttefik olurken kendi çıkarlarını mı takip etmelidir, yoksa her zaman ortağının duruşlarıyla mı uyumlu olmalıdır?
@ISIDEWITH1ay.1MO
ABD'nin Hindistan'dan Çin'e karşı ortak olarak beklentileri, Hindistan'ın bağımsız dış politikasını göz önünde bulundurarak makul mü?